30 Kasım 2011 Çarşamba

Nature Aquarium 2011'de Türk tasarımları tartışılıyor

IAPLC 2011 de dereceye giren Türk tasarımları genel olarak beğenildiği kadar, tartışmalara da konu oldu. ''Nature Aquarium Party 2011'' adlıyla düzenlenen bir toplantının yayınlanan görüntülerininde Timuçin Sağel'in ''Göl esintisi'' ve Mustafa Erdoğar'ın ''Shiratani ravine'' adlı tasarımları üzerine konuşuldu. Tasarımları yapan arkadaşlarımız japonca yapılan konuşmaları İstanbul Japon Okulu'nda görevli bir dostlarına tercüme ettirdiler. Bende buraya; bu genel olarak yapılan çeviriyi aktarıyorum.



Birinci videodaki Göl esintisi olarak adlandırılan tasarımla ilgili olarak; izleyicilerden biri söz alarak değerlendirmede bulunuyor ve tema olarak su altı bitkileri ve balıkların bulunması gereken bir eserde; balıklara yer verilmemesini eleştirerek juriye düşüncelerini soruyor.
Bu konuda Bay Amano'nun yorumu: Düzenlemede öncelik balıklara değil tasarıma verilmiş. Balıklar ve kompozisyon birbirine uyumlu. Bu eseri görünce çeşitli balıkların bu kompozisyona uyacağını düşündüm. Aslında çok çeşitli balıklar olabilir fakat eserin içine neden koymadığını bilmiyorum. Acaba juriye mesaj mı vermek istiyor? Bu fotoğrafdaki gibi balıkları ve su bitkilerini ön plana almadan; kompozisyonu ön planda düşünmek belki daha iyi olabilir. Benimde, benim gibi düşünenlere bir sorum olacak. Bu kompozisyondaki gibi balıklar koyulmadan düşünülmüş akvaryumlar; balıklar koyulduğunda da çok güzel olacak bu akvaryum hakkında ne düşünürsünüz? Birde kompozisyona baktığımızda gökyüzünün görünmesinin çok güzel olduğunu düşünüyorum. Bu fotoğrafın geldiği yerin Türkiye olması ve burasının çöl ülkesi olmasından dolayı; acaba o kadar balık yok mu diye düşündüm. Sizin gibi Japonya'da yaşayan ve nereye giderseniz gidin, her yerde balık bulabileceğiniz bir ülkeye kıyasla; belki her zaman balık ve su bitkisi bulunmayan bir ülke olmasınıda göz önünde bulunduruyoruz. Açıkca söylersek Japonya'nın bu gibi şeylerin her zaman bulunabildiği bir ülke olmasından dolayı; balığı çok bulunmayan ülkelerden kompozisyon kabul etmeme gibi bir şeyin olamayacağını söylemek isterim. Belki bundan sonra yarışma tema kuralları değişebilir. Fakat çok kuralcı olunursa bu tip uluslararası yarışmaların biteceğinden korkuyorum. Sonuç olarak ben bu resmi seçtim. daha öncede söylediğim gibi içinde balık olmasına rağmen; uyumsuz olan akvaryumlar çok vardı. Fakat bunda balık olmamasına rağmen hayal edilebiliyor. Bunun sorumluluğuda bendedir.



İkinci videoda ise, Shiratani ravine adlı tasarımla ilgili olarak bir katılımcı; Doğa izlenimi yaratmak için kullanılan şelalede suni olan materyallerin kullanıldığını ve bu gibi materyallerin doğal bir görünüm elde etmek için kullanımasının ne derecede kabul edilip, edilemeyeceğini soruyor.
Bununla ilgili olarak Bay Amano ve başka bir juri üyesi daha söz alıyor. Bay Amano'nun bu konudaki sözleri: Bende kararsızım. Daha öncede aynı şeyleri görmüştük. Yel değirmeni ve küçük evler kullananlar vardı. Bu tip şeyler suni maddelerdir. Doğa görüntüsü olarak Japon bahcesine çam ağacı yapmakta kabul edilemez. Su içinde şelele olmasının doğru olmadığını söyleyebilirsiniz; o halde su içinde bahçe olması da doğru değildir. Şelaleyi ne şekilde yapacakları konusunda yarışmacılar serbestdir. Eğer herşeyi tek tek kontrol edersek; yapmak istediklerini yapamaz hale gelirler. Mutlaka kurallar gereklidir. Fakat çok incelenirse bir şeyler yaratma istekleri yok olacaktır. Dünyadaki 20 juri üyesi 29 kişiyi seçti ve sizde onların içindesiniz. Açıkcası uzun zaman çalışarak birşeyler yapanlar var veya küçük cam topları kullananlarda vardı. Suni maddeleri eser içinde kullanmak orta doğudaki ülkelerde de aynı. Bundan sonrasını biz değerlendirmezisek daha iyi olur. Jurinin gözünden değilde; herkesin baktığında nasıl göründüğünü düşünmesi gerekir. Fazla baskı yapmak da iyi değildir. Başka sorusu olan var mı?
Bu arada söz alan başka bir juri üyesi: Bir juri üyesi olarak bize fotoğraf gönderildiği zaman şelale kısmında hangi maddenin kullanıldığını bilemiyoruz. Ve ayrıca su bitkilerini de bilemiyoruz. Bazen büyüteç ile bakarak hayal etmeye çalışıyoruz. Fakat gerçekde hangi maddenin olduğunu bilemiyoruz. Kullanılan maddenin tam olarak suni olup, olmadığını; eğer burada kullanılmasaydı nasıl olurdu diye düşünüp iki taraflı sonuç çıkartıyoruz. Bizim juri olarak dikkat ettiğimiz şeyler bunlar. Eserleri bu şekilde değerlendiriyoruz. Teşekkür ederiz.

Elbette tasarımların tartışmaya vesile olması doğal. Çünkü başarılı tasarımlar ve derece de aldılar. İnsanlar bunu tartışıp değerlendirebilir. Fakat kimse başarılı birer tasarım olduğunu da yadsıyamaz. Herkesin tercihleri doğrultusunda da farklı fikirleri olabilir. Bunu doğal karşılamak gerekir.

Bay Amano'nun yorumlarına gelince; açıkca kendisi, yarışmacıların çalışmalarını hazırlarken sıkı kurallarla yaratıcılıklarına ket vurulmamasını istiyor. Bu takdirle karşılanması gereken bir düşünce. Elbetde bu hiç bir kuralın olmayacağı anlamına gelmiyor. Genel çerçeveyi belirleyen bir kurallar manzumesi arasında; özgür kalan yaratıcı düşünceler çok daha güzel eserler ortaya koyacakdır. Nihayetinde bu bir tasarım ve kompozisyon yarışması. Çok sıkı kurallar getirdiğinizde; kaçınılmaz olarak zamanla birbirini tekrarlayan ve tek düze, sıradan tasarımlar görmeye başlarız.

Fakat Türk akvaristlerin forumlardaki sohbetlerinde gözden kaçırmadığı, birazda şaşırarak ve üzülerek karşıladığı bir durum da var. Bay Amano, Timuçin beyin tankına yapılan eleştiriyi cevaplarken ''Türkiye'nin bir çöl ülkesi olduğunu ve suyunun, balığının, su bitkilerinin fazlaca bulunamayabileceğini'' söylüyor. Galiba burayı deve kervanlarının gezdiği, fesli ve peçeli insanların yaşadığı bir orta doğu ülkesi sanıyor. Bu da ülkemizi fazlaca tanımadığının bir göstergesi. Bunun için üzülsek de Bay Amano'yu fazlaca suçlayamayız diye düşünüyorum. Çünkü O bizi tanıyamadıysa; bu aynı zamanda bizimde kendimizi fazlaca tanıtamadığımızın da bir göstergesi. Zaten ben de bu düşünceden hareketle, bu bloğun yayına başlamasıyla birlikde sağ tarafda bulunan sütuna Türkiye ve İstanbul ile ilgili bir kaç link yerleştirmişdim. Zira bu bloğa yapılan ziyeretlerin neredeyse %60'ını Rusya, Amerika Birleşik Devletleri ve az sayıdaki diğer yabancı ülkelerden giren kullanıcılar yapıyor.

Gelelim tasarımları gerçekleştiren arkadaşlarımızın düşüncelerine. Eleştirilen olunca, doğal olarak eleştirilerede cevap verme hakkınız oluyor. ADist ekibi olarak katılan arkadaşların ortak düşüncesi de özetle; tasarımlarda su üstü doğa taklitleri konu olarak alınmışdır. Bu tasarımlarda balık kullanımının uygun olmayacağı ortak düşüncesi tasarımcılarda ağır basmış ve alınan kararlada uygulanmışdır.

Video görüntüleri aquadesignamano tarafından youtube.com'a yüklenen görüntülerdir ve buradan alıntı yapılmışdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder